Bakan Göktaş: Kadınlara şiddete karşı birlik olup sesimizi yükseltmemiz gerekiyor
Göktaş, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonunun 68’inci Oturumu için geldiği New York’ta, Bakanlık ile Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) tarafından düzenlenen “Türk ve Yabancı Kadın Liderler ve STK Başkanları Buluşması” ile iftar programına katıldı.
Türkevi’nde, moderatörlüğünü Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Washington Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat’ın gerçekleştirdiği programda konuşan Göktaş, Filistin gibi çok sayıda ve yıkıcı krizlerle karşı karşıya olunan bu dönemde kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının her zamankinden daha önemli olduğunu belirtti.
Gelecek nesiller için daha güvenli bir dünya sağlamanın tek yolunun kadınların ve kız çocuklarının haklarını korumak ve onları hayatın her alanında güçlendirmek olduğunu aktaran Bakan Göktaş, “Kadınların onurlu işlerde çalışabilmesi, üst düzey yönetim pozisyonlarında yer alabilmesi, medyada güçlü temsil edilebilmesi, karar alma süreçlerine katılabilmesi ve toplumda genel olarak ön plana çıkabilmesi yönündeki tüm çabaları canıgönülden kutluyorum.” diye konuştu.
Türkiye’de son 21 yılda anayasa ve kanunlarda kadına yönelik önemli ilerlemelerin kaydedildiğini ifade eden Göktaş, şunları söyledi:
“Anayasanın 10. maddesinde yapılan değişiklikle kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığı güvence altına aldık. 2002’de yürürlüğe giren Yeni Türk Medeni Kanunu’nda, kadınlarla erkekler arasındaki ayrımcılığı sona erdirmeye yönelik önlemleri içeren düzenlemeler yaptık. Kadınların ve kız çocuklarının eğitim ve istihdama katılımını destekleyen faaliyetleri hızlandırdık. Ailede ve toplumda kadını erkekle eşitleyen, kadın emeğini görünür kılan yeni düzenlemeleri hayata geçirdik. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Hakkında Kanun ile şiddet, ihmal ve istismara karşı mücadelemiz güçlü bir hukuki zemine kavuşmuştur.”
Eğitimin, kadının sosyal statüsünü artırmanın yanı sıra aile içindeki işlevini de güçlendirdiğini belirten Göktaş, “Türkiye’de kadınların ve kız çocuklarının eğitim ve öğretimine destek olmayı önceledik. Kadınların okuryazarlığını ve kız çocuklarının okullaşma oranını artırmak için seferberlik başlattık. Kadınların iş-yaşam entegrasyonunu destekleyen tedbirleri hayata geçirdik.” dedi.
Doğum ve ebeveyn izni kapsamında önemli düzenlemeler yaptıklarını, evde bakım desteği, kreş desteği, işyerlerinde kreş zorunluluğu, sigorta primi destekleri, yarı zamanlı çalışma, esnek çalışma gibi uygulama ve teşvikleri hayata geçirdiklerini aktaran Bakan Göktaş, şöyle konuştu:
“Mesleki Eğitim Kursları, İşbaşı Eğitim ve Girişimcilik Eğitim Programları ile kadınların iş gücüne katılmasını ve becerilerini geliştirmesini teşvik ettik. 2002 yılında yüzde 25,3 olan kadın istihdam oranını yüzde 31,4’e, yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılma oranını da yüzde 35,9’a çıkardık. Türkiye’de kadın istihdamının artmasındaki en önemli etkenlerden biri kadın girişimcilerimizin sektöre rol model olma başarısını göstermesidir. Kadın girişimcilerimizin gücüne inanıyoruz. Girişimcilik, bilgi ve deneyimle yenilikçi fikirlerin itici gücüdür. Bu konuda her türlü çaba ve gayreti önemsiyor ve bu yolda atılan her adımı gönülden destekliyoruz. Girişimciliği ekonomik büyümenin önemli bir bileşeni olarak görüyor ve kadın girişimci sayısını artırmayı hedefliyoruz. Kadın kooperatiflerini de kadın girişimciliği ve kadın istihdamı açısından benzersiz bir iş modeli olarak görüyoruz. Bilim, teknoloji ve mühendislik alanlarında varlıklarını artıran kadınlar, dijital teknolojilerde ve inovasyonda öncülük yaparak Türkiye’nin küresel rekabetteki konumunu güçlendiriyor. Bu bağlamda, iş gücü piyasasının değişen ihtiyaçlarını ve yeni ortaya çıkan meslek alanlarını dikkate alarak, kız çocuklarının bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) alanlarında kariyer yapmalarını teşvik etmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
– KADININ HAYATIN HER ALANINDA GÜÇLENDİRİLMESİ
Göktaş, kadınların tüm karar alma mekanizmalarına aktif katılımını, sosyal ve kamusal hayatta aktif rol almasını, sorunlarına çözüm bulunmasını sağlamak için çalıştıklarını belirterek, “Bakanlık olarak önümüzdeki dönemde de kadının hayatın her alanında güçlendirilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğimizi, kadının gücüne inandığımızı ve onların önünü açmak için elimizden geleni yaptığımızı vurgulamak isterim.” dedi. Bakan Göktaş, şunları kaydetti:
“Kadınların maruz kaldığı çatışma kaynaklı şiddete karşı birlik olup sesimizi yükseltmemiz gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Filistin’de kadınlar ve çocuklar her an şiddete ve vahşete maruz kalıyor. Bu zulme bir an önce son verilmeli ve çözüm için adımlar atılmalıdır. Bu noktada kadınların çatışmaların çözümünde büyük etkisi olduğunu vurgulamak isterim. Kalıcı ve sürdürülebilir barışın ancak kimsenin dışlanmadığı bir süreçten ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin de belirttiği gibi, ‘Toplumun temel ve dönüştürücü parçası olan kadınların yer almadığı bir barış sürecinin başarıya ulaşması beklenemez.’ Bu doğrultuda, herkesi bu adaletsizliğe karşı sesimizi yükseltmeye ve Filistin halkının daha parlak, daha barışçıl bir geleceği için birlikte durmaya çağırıyoruz.”
– KADEM GENEL BAŞKANI GÜMRÜKÇÜOĞLU
KADEM Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu ise ramazan ayının Müslümanlar için teslimiyet, özdenetim ve tefekkür ayı olduğunu belirterek, bu ayın kişinin inancını derinleştirmesi ve erdemli bir yaşam sürme ve kendini geliştirme yolundaki kararlılığını yenilemesi için bir fırsat olduğunu söyledi.
Oruç tutan kişilerin iftar öncesi yaptıkları duanın kabul edildiğine inanıldığını anlatan Gümrükçüoğlu, “Sizleri de bizimle beraber dünya barışı ve huzuru için dua etmeye davet ediyorum.” dedi.
Gümrükçüoğlu, etkinliğin sivil toplum kuruluşu temsilcileri, aktivistler ve iş dünyasından kadınları buluşturan önemli bir platform teşkil ettiğini kaydederek, “Burada işbirliği fırsatı buluyoruz, çalışmalarımızı konuşuyoruz ve birlikte güçlü bir kadın ağı geliştiriyoruz.” diye konuştu.
Etkinlik kapsamında geçen yıl 10 ülkeden 25 kadınla bir araya geldiklerini, bu yıl ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının desteğiyle etkinliğin daha da büyüdüğünü ifade eden Gümrükçüoğlu, KADEM’in esas aldığı temel ilkeyi “Varoluşta eşitlik, sorumlulukta adalet” olarak tanımladı.
Gümrükçüoğlu, KADEM’in kadınların hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan, eğitim, sağlık, iş dünyası ve siyaset gibi her alanda var olabilmesi için faaliyetler yürüttüğünü ve akademik çalışmalar yaptığını anlattı.
– “ŞİDDETİN HER TÜRÜ İLE MÜCADELE EDİYORUZ”
KADEM’in en çok önemsediği çalışma alanlarından birinin hak savunuculuğu olduğunu kaydeden Gümrükçüoğlu, “Özellikle istismara uğramış çocuklara ve şiddet görmüş kadınlara hukuki destek veriyoruz. Şiddetin her türü ile mücadele ediyoruz. Kampanyalar düzenliyoruz.” bilgilerini paylaştı.
Gümrükçüoğlu, 2022 yılında İstanbul’da KADEM Kadın Destek Merkezi’nin açıldığını anımsatarak, kadınların buraya gelerek sorularına cevap bulabildiğini, ihtiyaçları olan her alanda destek isteyebildiğini söyledi.
6 Şubat depreminden sonra da deprem bölgesindeki 3 şehirde Kadın Destek Merkezlerini hayata geçirdiklerini aktaran Gümrükçüoğlu, burada 1 yıllık kısa zaman içinde binlerce kadına psiko-sosyal destek verildiğini, iyi olma hallerine katkı sunulduğunu ifade etti.
Gümrükçüoğlu, KADEM’in Türkiye genelinde 55 kentte temsilciliğinin bulunduğunu, buralarda kooperatifçilik ve girişimcilik faaliyetleri sürdürdüklerini aktardı.
– BAŞKONSOLOS ÖZGÜR
Türkiye’nin New York Başkonsolosu Reyhan Özgür, Türkevi’nin, açılışından bu yana çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yaparak adeta bir diplomasi merkezi haline geldiğini belirtti.
BM Kadının Statüsü Komisyonu’nun 68. Oturumu’na çok sayıda Türk sivil toplum kuruluşunun katıldığını ifade eden Özgür, “Kuruluşlarımızın New York’taki etkinliklerde öncü rol oynamalarından ve aktif katılımlarından gurur duyuyoruz.” dedi.
Özgür, bunun esasen Türk hükümetinin kadın haklarına yönelik tutumunun yansıması olduğunu belirterek, Türkiye’nin kadın ve erkek arasında eşitliğe ve kadınların hayatın tüm alanlarına eşit katılımı ile kadına karşı şiddetle mücadeleye büyük önem atfettiğinin altını çizdi.
Ramazanın tefekkür, dua ve barış ayı olduğunu kaydeden Özgür, “Maalesef bu etkinliğimizi dünya şiddetin gölgesindeyken gerçekleştiriyoruz. Çatışmanın kadınlar üzerinde asimetrik bir etkisi bulunuyor. Ukrayna, Afganistan, Sudan, Filistin ve başka yerlerde çatışmanın kadınlar üzerindeki etkisini görüyoruz. Bu krizlerle hiçbir ülke tek başına mücadele edemez.” değerlendirmesinde bulundu.
Başkonsolos Özgür, ramazan ayının tüm dünyaya barış getirmesini diledi ve özellikle Gazze halkına yönelik ayrım gözetmeksizin, sistematik ve kasıtlı katliamın son bulması gerektiğini ifade etti.
Konuşmaların ardından Göktaş ve davetliler iftar yaptı.