Welcome to Our Website

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum: ‘Yamalı bohçadan beter bir anayasayla yaşamak, Cumhuriyet’in 100. yılında ülkemize yakışan bir durum değildir’

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, “Hem darbe ürünü olan hem de bu kadar çok değişikliğe uğrayıp bütün iç tutarlılığını, dil ve terim uyumunu yitirmiş, yamalı bohçadan beter bir anayasayla yaşamak, Cumhuriyet’in 100. yılında ülkemize yakışan bir durum değildir.” dedi.

Kars’ta DSİ 24. Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda “Cumhuriyet’in 100. Yılında Türkiye Yüzyılı” temasıyla düzenlenen “Türkiye Sohbetleri” toplantısına katılan Uçum, yeni anayasanın ülkenin toplumsal, siyasal ve hukuksal süreçleriyle şekillenen ihtiyacı olduğunu söyledi.

Uçum, dünyanın açık güç savaşlarının ve altüst oluşların yaşandığı ara dönemden geçtiğine dikkati çekerek, “Bu dönemin temel özelliği, küresel emperyalizm ile milli devletler arasındaki çatışma oldu. Böyle bir çatışma ortamında milli devletlerin bağımsızlıklarını korumaları, güçlendirmeleri, iş ve güç birliği yapmaları son derece önemli hale geldi.” dedi.

Mevcut 1982 Anayasası’nın hem yetersiz hem sorunlu olduğunu dile getiren Uçum, şunları kaydetti:

“1987 yılından beri yani tam 36 yıldır Türkiye’de yeni ve sivil bir anayasa talebi var. Başlangıçta 177 asıl maddeye sahip 1982 Anayasası, şu anda 154 asıl madde olarak caridir. Cari maddelerin 96’sı, 30 yıl içinde 19 seferde 184 hususta değişikliğe uğradı. 4 değişiklik ise yürürlüğe girmedi. 19 değişikliğe rağmen Türkiye’de yeni anayasa ihtiyacı ortadan kalkmadı çünkü 1982 Anayasası’nın 58 maddesi hiç değişmedi. 45 maddesinde ise tali değişiklikler oldu yani yürürlükteki 154 maddenin 103’ü bütün esaslarıyla darbe anayasasının hükümleridir. Hem darbe ürünü olan hem de bu kadar çok değişikliğe uğrayıp bütün iç tutarlılığını, dil ve terim uyumunu yitirmiş, yamalı bohçadan beter bir anayasayla yaşamak, Cumhuriyet’in 100. yılında ülkemize yakışan bir durum değildir.”

Uçum, yeni anayasanın sil baştan bir kurgu olmayacağının tüm toplumda genel kabul gördüğünü ifade ederek, “Cumhuriyetimizin kurucu lideri Atatürk’ün, üniter yapının, adalet ve insan haklarına dayanan, demokratik, laik, sosyal devlet ve hukuk devletinin temel olduğu, resmi dilin Türkçe, bayrağın ay yıldızlı al bayrak, milli marşın İstiklal Marşı, başkentin Ankara olduğu bir anayasa milletimizin vazgeçilmezidir.” dedi.

“Cumhuriyetimizin ilkeleri ve demokratik birikimimiz, yeni anayasanın en sağlam temeli olacaktır”

Yeni anayasada halk iradesinin temel kazanımı başkanlık sisteminin ve tüm kuvvetler açısından demokratik meşruiyet ilkesinin korunması ve geliştirilmesinin özellikle 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonra halkın verdiği talimata dönüştüğünü belirten Uçum, şunları kaydetti:

“Açıktır ki Cumhuriyetimizin ilkeleri ve demokratik birikimimiz, yeni anayasanın kaidesi yani en sağlam temeli olacaktır. Bu temel üzerinde yükselecek ve 41 yıl sonra darbe anayasasından tamamen kurtulmamızı sağlayacak adıyla, felsefesiyle, çağımıza uygun içeriğiyle yeni bir anayasadan söz edebiliriz. Kurumsal yapıların ve seçkinlerin taleplerine ve iradelerine değil halkın talep ve iradesine yani milli iradeye göre hazırlanan sivil bir anayasa diyebiliriz.”

Yeni anayasanın halkın onayından sonra yürürlüğe gireceğini dile getiren Uçum, “Halkın taleplerine dayanarak hazırlanan anayasa taslağının kamuoyu/sivil toplum tartışmasından sonra teklife dönüşmesi ve TBMM’de 400’den fazla oyla kabul edilse bile halkın onayına sunularak yürürlüğe girmesi yöntemini dikkate alan toplum merkezli anayasacılık hususunda milletimiz nezdinde genel mutabakat olduğu gözleniyor. Özetle halkla başlayıp halkla biten bir yapım süreci, demokratik meşruiyet ve şeffaflık açısından en doğru yöntem olarak öne çıkıyor.” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir